Merhabalar efendim, bendeniz Mel

Blog sayfama hoşgeldiniz. Mutluluk, paylaştıkça çoğalır ve gerçek olur. Ben de sizlerle, tamamen bana ait olan yazılarımı ve şiirlerimi paylaşmaktan mutluluk duyuyorum.
Sevgiler ve esenlikler sizlerle olsun...


SEN, SU OLMADAN YAŞAYABİLİR MİSİN? " O YÜZDEN KAPININ ÖNÜNE BİR KAP SU LÜTFEN ... "

Atatürk'ün muhteşem duvar kağıdı

Atatürk'ün muhteşem duvar kağıdı
Resme tıklayarak indirebilirsiniz

31 Aralık 2010




BİR YIL DAHA GERİDE KALDI ACISIYLA, TATLISIYLA. HER NE YAŞANMIŞSA YAŞANSIN, YÜZÜNÜZDEKİ TEK BİR GÜLÜMSEME BİLE ÖRTER GEÇMİŞİN ACILARINI, HATALARINI. YENİ UMUTLARLA DOLAR İÇİNİZ. DİLİYORUM Kİ, YENİ YILDA HERŞEY ÇOK DAHA GÜZEL OLUR. BIRAKALIM GEÇMİŞİ GEÇMİŞTE KALSIN. ACILARI, HATALARI GÖMELİM TOPRAK ALTINA. YENİ FİDANLAR EKELİM, YEŞERSİN BERABER UMUTLARIMIZLA...
HEPİNİZE MUTLU VE SAĞLIKLI YILLAR DİLİYORUM ! SEVGİYLE KALIN (MEL)

28 Aralık 2010

Eski yıl sona erdi, yepyeni bir yıl geldi



Yeni yıla girdik, giriyoruz derken; hepimizi bir telaş sarar. Süsleme telaşı. Sevdiklerimize hediyeler almak için düşeriz yollara, kimimiz evi, yeni yıla uygun şekilde döşeriz, atarız kendimizi alışveriş merkezlerine, ya da hediyelik eşya satan dükkanlara... Bir koşuşturmaca, yorulmaca, ama tatlı heyecanlar bunlar.
Hayatın gitgide daha da zorlaştığı bu zamanlarda, şüphesiz en çok ihtiyacımız olan şeydir yeni yıl telaşı. İster istemez insanın içini sıcacık bir mutluluk kaplar. Belki de unutmak isteriz geçmişte yaşadığımız olumsuzlukları, ya da kırgınlıkları. Bu gibi yeni yıl coşkusu ile geçmişi halı altına süpürürüz, üzerinde dans ederiz adeta. İşte yeni yıl böyle birşey. Kimini hüzün kaplar, kimini sevinç.
Ama yeni yıl hüznü de bir başka güzeldir. Yeni bir yıla girmenin heyecanı ve umutlar. Güzel umutlar, yeni yılda herşeyin daha da güzel olacağını düşünmek...
Herkes kendince birşeyler yapabilme derdine düşerken, ben de dünyalar güzeli kedimi böyle noel baba şapkasıyla süsledim. Hiç rahatını bozmadı, sanki çok hoşuna gidiyormuş gibi şaşkın bakışları arasında kameraya poz verdi. Acaba yeni bir yılın geldiğini hissediyor mu? Hissetmese bile, ben ona hissettiriyorum tabi.
Umarım, bu yeni yıl, herşey daha güzel olur eskisine göre. Olmazsa da bizler güzelleştirmeye çalışırız zaten ne olcak.
Pırlanta da işlenmediği zaman çok çirkin bir taştır ama işlenip yontulduğunda mükemmel bir görüntü halini alır. Herşey böyle işte ...
bu yazım henüz yeni yıl tebriği değil. Yeni yıla girdiğimiz anda bir kutlama yapacağım elbet. O zamana kadar sevgiyle kalın ...

15 Aralık 2010

Küresel Palavra


Küresel ısınma telaşı sarmıştı oysa ki dünyayı... Kuraklıklar artacak deniyordu. Çatlayan topraklar, susuzluktan solmuş çiçekler, kızgın bir güneş tepede ve bir damla suya muhtaç hale gelmişlik hakim olacaktı güya. Çatlamış toprakların arasında, bir damla suyu bekleyen, kurumaya başlamış çiçekler... Kafamda böyle bir görüntü beliriyor her düşündüğümde, ama aslında hiç de öyle olmadığını hissettiren bir görüntü var şu an hayatımızda. Soğuk, fazlasıyla soğuk. Yağışlar felaket. Yüzyılın en soğuk havası hakim dendiğinde, akla gelir mi küresel ısınma? Bu bir küresel aldatma. Kesinlikle öyle ama. Yoksa 2 çeşit bir dünya mı var aramızda? Ben mi ya da biz mi göremiyoruz küresel ısınmayı? Dışarıda böylesine bir keskin soğuk varken, insan küresel ısınmaya da hasret kalmıyor değil. Güneşe daha fazla ihtiyacımız var. Arada serinliğe de ihtiyacımız var tabii ki... Ama herşey dengi dengine olmalı derken, dünya bizi aldatıyor! Sanki tabiatın bir nevi cezalandırması bu canlıları. Buyrun dona dona üşüyün diyor sanki, bir yandan da susuz kalacak kalacak kadar güneşte kavrulun... Küresel ısınma falan denmez buna evet, evet... Bu bir tabiatın aldatması. İnsanlığı cezalandırması. Dünyanın dengesini insanoğlunun bozduğunun da kanıtı olsa gerek. Öyle ki insanoğlu, koskoca bir evrenin dengesini bozma yeteneğine sahip. Buna ister küresel ısınma, ister yüzyılın en soğukları deyin. Sonuçta değişen birşey olmayacak. Bunun bedelini de yine bizler ödüyoruz. Ama insanoğlu bir yana dursun, bunun acısını en çok sokaktaki masum canlar çekiyor. Hayvanlar... Bizler ne yaptık da böyle bir dengesizliği, böyle bir hayatı hakediyoruz diye düşünmüyor değillerdir. Nedense insanoğlu, yarattığı her olumsuzluğa bir etiket koyar, tıpkı, küresel ısınma palavrası gibi. Neden kabul etmiyorlar ki, dünyanın dengesini asıl kendilerin bozduklarını... Şimdi bu soğuklara da bir etiket koymak gerekirse, sanırım adı " küresel soğuma olur. Dünyanın dengesinin bozulmasında azcık benim de parmağım vardır yalan değil, ben de bir insanoğluyum sonuçta. Bu yüzden özür dilerim kediler, köpekler. Özür dilerim kuşlar. Özür tüm hayvanlar. Şuan da, güneşi getirmek için neler vermezdim ki...
Melisa___